Alıntıdır...
Rol de Yaparım Pide de...
Konservatuar yıllarında Samanyolu televizyonuyla Sırlar Dünyası olsun,
Büyük Buluşma olsun çalışmıştık. Oradan tanışıyorduk. Sonra Kollama’yı teklif ettiler bende kabul ettim.
Kollama dizisinde Yiğit Komiser karakteri ile herkesin gönlünde taht kuran Orhan Bıyıklı, oyunculuk serüveninden Kollama’ya, ailesinden çocukluğuna kadar bir sürü konuyu Samanyolu dergisine anlattı.
Orhan Bıyıklı bize kendini anlatabilir mi?
Orhan bıyıklı 1985 yılında Kocaeli'de mütevazı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Yedi kardeşin
altıncısıyım. Babam Kıbrıs gazisi ve aynı zamanda İzmit’in bir numaralı börek ustasıdır. Annem ev hanımı.
Bir gün sokakta top oynarken babam sokağa geldi, “bir kahvehane açtık” dedi. İlkokul dördüncü sınıfa gidiyordum
o zaman. O gün başladım çalışmaya ta ki konservatuar 2.sınıfa kadar orda çalıştım.
O yıllarda öğrenmeye başladım para kazanmaya.
Bize oyunculuk serüveninizi anlatabilir misiniz? Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?
1999 İzmit’ten bir tiyatro topluluğu “gözlerimi kaparım vazifemi yaparım “ diye bir oyun oynamaya gelmişti.
Vicdani karakteri çok etkilemişti beni. Okulun kapısında bir afis vardı. Halk evi tiyatrosu tiyatro kursu için gittim
kaydımı yaptırdım. Bir de şu var; 1 yıl sonra Şehir Tiyatroları Tiyatro okulu için sınav açtı. Sınava girdim
ve başarılı oldum. 2. senemde gözlerimi kaparım vazifemi yaparım oyununu oynadık ve ben oyunda
vicdani rolünü oynamıştım.
Kollama’ya nasıl başladınız?
Konservatuar yıllarında Samanyolu televizyonuyla Sırlar Dünyası olsun, Büyük Buluşma
olsun çalışmıştık. Oradan tanışıyorduk. Sonra Kollama’yı teklif ettiler ben de kabul ettim.
Yiğit Komiser’le hayatınızda ne gibi değişiklikler oldu? Benzerlik ve farklılıklarınız nelerdir?
Tabiî ki şöhreti getirdi ister istemez… Farklı açılardan hayata bakmayı öğretti… Aramızdaki benzerliklere gelince
Yiğit’te vatan millet aşkıyla yanan bir genç… Bende bir Türk evladı olarak vatanım ve milletim için elimden geleni yaparım… Farklı mesleklerde olduğumuz için ben insanları sosyalleşmeye, iyi işler peşinde gidilmesi gereken
mesajlar vermeye çalışırım… Aramızda ki en büyük fark ise gerekçesi ne olursa olsun adam öldürmem…
Orhan Bıyıklı “Kollama” dizisinden arta kalan zamanlarında soluğu İzmit’te açtığı pastanede alıyor. Baba
mesleği olan pideci ve börekçiliği çok seven Bıyıklı stresini hamur açarak atıyormuş...
Tiyatro geçmişiniz de var. Tiyatro ile televizyon arasında nasıl bir fark var? Sizce etkileri nasıl?
Öncelikle şunu belirteyim hayatta bir gözlemim oldu… İnsanlar birbirlerini oturup adam akıllı dinlemiyorlar…
Ama tiyatro ortamı öyle değil… 45 dakika boyunca bir sürü insan oturup pür dikkat seni dinliyor. Verdiğin mesajı alıyor. Televizyonda belki bu kadar pür dikkat dinleyen bir hedef kitlen yok ama televizyonun evrenselliği bir başka. Hedef kitle çok büyük…
Yiğit karakterinin bu kadar tutulmasının sırrını bize söyleyebilir misiniz?
Her hangi bir sırrı yok… Çok özveri ile çalıştım… Kendi işim gibi sahip çıktım… Bu da sır değil olması gerekendir…
Yoğun bir iş… Sürekli dinamizm isteyen. Dinamik ve çalışkan olunca bir de Allah yardım edip “Yürü Ya kulum”
deyince insanlarda seviyor… Güzel bir iş ortaya çıkıyor…
Sizin gelecek ile ilgili hedefleriniz neler?
Gerekli maddi gücü toplayıp konservatuardan beri dostluğumu sürdürdüğüm arkadaşlarımla bir tiyatro
açmak isterim… Önce kendi ayaklarımızın üzerinde duracağız sonra tiyatromuzu açacağız… Sevgiye dayalı
mesajlarımızı kendimiz vereceğiz…
Son olarak eklemek istediğiniz başka bir şey var mı?
Evet özellikle belirtmek istiyorum anneme, babama,aileme, eşime, beni yetiştiren hocalarıma, beni seven tüm
insanlara çok çok teşekkür ediyorum… Onların hayatımda yerlerinin her zaman farkındayım… Bilincindeyim…
Orhan’ı Orhan yapan değerler onlar… Hepsine çok teşekkür ediyorum.